Fiziğin Hayatımızdaki Önemi

Mehtap Çelik
3 min readDec 30, 2018

--

ASIL OLAN FİZİK

Fiziğin yaşamımızın her anına etkisi küçümsenemeyecek derecede önemlidir. Farkında olarak veya olmayarak fiziği kullanırız. Fakat hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştıran, bize rahatlığı ve hatta can güvenliğimizi sağlayan fiziğin farkında olmamak son derece üzücü olur! Evlerimizde ve ulaşım araçlarımızda kullandığımız aletler ve makineler bizlere hem kuvvetten hem de zamandan kazanç sağlıyor. Bir insan için vida, çivi ne kadar önemli olabilir bir düşünün. Oturduğumuz sandalyeler, çalışmalarımızı yapmak için kullandığımız masalar, çamaşır ve bulaşık makineleri, buzdolabı, bilgisayar, televizyon ile diğer aletler ve makineler; zaten her biri fiziğin güzelliklerini ayrıca ortaya koyarken, alt tarafı vida olarak görülen basit makineler olmadan şu anki durumlarında olabilirler miydi!

Zaman, uzunluk ve ağırlık birimleri yaşantımızın her anında etkilidir. 1 saniyenin hata oranını en düşük tutacak şekilde belirlemek için, sezyum-133 atomunun uyarılmış en alt iki seviyesi arasında 9.192.631.770 kez salınması sırasında geçen süre olarak standardize edilmiştir 1 saniye. Sezyum-133 atomunun baz alınmasının nedeni 30.000 yılda bir, 1 saniyelik bir hata ile bozunmasından (hata payının çok düşük olmasından) dolayıdır. Aynı zamanda, uzunluk birimi olarak kullandığımız 1 metre: Işığın boşlukta 1/299.792.458 saniyede aldığı mesafenin uzunluğudur. 1kg. ise, 39 mm. çapında ve yüksekliğinde %90 platinyum ve %10 iridyum alaşımından yapılan bir silindirin ağırlığı olarak kabul edilmiştir.

Kuantum fiziği olmasaydı günümüzün vazgeçilemez öğesi haline gelen internet icat edilebilir miydi! İnternetin icadı CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi) sayesindedir. Yüzden fazla şehirde CERN için çalışan on bini aşkın bilim insanı arasındaki iletişimi ve bilgi paylaşımını sağlayabilmek amacıyla internet icat edilmiştir. Doğal olarak, dünyanın ilk web sunucusu olan CERN’in resmi sitesi info.cern.ch, ilk web site adresidir.

Sağlık alanında kullanılan neredeyse her alet ve her makine fiziğin birçok dalından yararlanılarak yapılmıştır; gözlükler, ultrason, röntgen, mr, tomografi cihazları… Çevremizdeki seslerin bize ulaşmasını sağlayan ortamın yani havanın varlığı sayesinde olur. Sesin yayılımı bir yerden başka bir yere enerji taşınımı şeklinde olduğundan ortamın yoğunluğuna bağlı olarak yayılma hızları da değişir. İnsan kulağının işitemeyeceği ses dalgaları sayesinde tıpta kullanılan ultrason cihazının temeli bu prensibe dayanır. Ayrıca renkli ultrason olarak bilinen, rahim içindeki bebeğin beslenmesine ve büyümesine ait sorunları, kan uyuşmazlığını, gebelik zehirlenmesini… tespit edebilen Doppler ultrason cihazı, Doppler etkisi temel alınarak yapılmıştır. Doppler etkisi denilen etki, ses kaynağı ile ses kaynağının alıcısı arasındaki göreli hareketten kaynaklanan frekanstaki belirgin değişikliklerin meydana gelmesidir. Yanımızdan bir taşıt geçip gittiğinde, taşıtın bize yaklaşırken sesinin giderek daha fazla duyulması ve uzaklaşırken sesinin giderek azalması, bu etkiyi kolayca gözlemleyebileceğimiz örnekler arasındadır.

En büyük gelişmelerden biri, mikroskobun icadıdır. Hastanelerde, hastalıkların tanınması ve tedavisinde kullanılan mikroskop, ayrıca operatörlere, bedenin kulak, göz gibi en duyarlı organlarına yaptıkları operasyonlarda da yardımcı oluyor. Elektronik endüstrisinde titizlik gerektiren işlerde yarar sağlayan bu araç, en çok laboratuarlarda işe yaramaktadır. Bitki ve hayvan hücrelerinin incelenmesi ile petroloji (kayaç bilim) ve metalurji (metal bilimi) dallarında, kayalar ve metallerle ilgili bilgi edinmek amacıyla da kullanılır. Sonuçta, tüm ayrıntılı araştırmaların vazgeçilmez aracı olan mikroskop, uygarlığın gelişmesinde temel rol oynar.

Fiziksiz müzik de düşünülemez. Örneğin, elektrik gitarların amfilerinden gelen dip gürültüyü önlemek için 100 nF değerinde bypass kondansatörler kullanılır. Bu kondansatörün iç direnci düşük olduğundan, amfi kutusundaki potansiyel farkı filtreler.

Uzay bilimleri alanında yapılan çalışmalar, ihtiyacımız olan merak içgüdümüze cevaplar verebilir ve insanlığın varlığını sürdürebilmesi için de oldukça gereklidir. 300 metre çapında Apophis adlı gök taşının 2036 yılında Dünya’ya çarpma olasılığının olduğu hesaplanıp, bu gök taşı dünyamıza çarparsa Hiroşima’ya atılan bombanın 100 katı kadar etkisi olabileceği tahmin ediliyor. Apophis’in yörüngesini değiştirebilmek amacıyla yapılan çalışmalar arasında, yaşayan tüm canlıları etkileyecek olan gök taşının yörüngesini ayrıntılı izleyebilmek ve Dünya’ya çarpma olasılığını hesaplamak için mühendislik şirketinin yaptığı tasarımın temelini de fizik bilimi oluşturuyor.

Özetle; kullandığımız iletişim ve ulaşım araçları, en basit aletlerden, yapımı karmaşıklaşan makinelere kadar, oturduğumuz evler, yürüdüğümüz yollar, kullandığımız ışık ve diğer enerji kaynakları… fizik olmadan var olabilirler miydi! Peki onlarsız bizler, bir hayat düşünebilir miydik!

--

--